Bekir Bilgehan Kökkuş

Merhaba arkadaşlar,

public void okuBeni () {

Bu yazıyı okumadan önce;
*İmla kurallarını yer yer doğru yer yer kendi içtenliğim de uygularım. Beğenmeyen , kafasına soru işareti takılan falan okumayabilir. Bununla ilgili mail ve iletişim kanallarını kullanmayınız. Bilgisayar ve bilgisayar teknolojileri ile alakanız yok ise bu yazıyı okumayınız. Türkçe öğretmenlerine bu yazının imla hatalarını sormuyorlar.

*Aşağıda yazılanlar tamamen kendi düşünce , yorum , deneyim ve algılamalarımdır. Farklı düşünüyorsanız saygı duyuyorum. Fakat bana düşüncenizi iletmek ve benimsetmek zorunda değilsiniz. Sizde bir blog açıp yazınızı paylaşınız. Hoşuma giderse bende okurum.

}

Sene 2012 idi. Uzunca bir süre (senelerce) bilgisayarlardan uzak kalan ben 2012 Temmuz ayında ilk ve şahsıma ait dizüstü bilgisayara (notebook) sahip oldum. Bu bilgisayar :
void Dell inspiron n5110()
{
intel i5 3. nesil 2.8 Ghz turbo boost 3.5 Ghz
1 gb Geforce 525M GT ekran kartı
6 gb ram
15.6 led ekran
}

6 ay kadar bilgisayar başında olmaya alıştıktan sonra ufak tefek programlama öğrenmeye başladım. Etrafımda duyduğum ve sürekli tavsiye edilen C# .Net dilini araştırmaya başladım. Biraz öğrendim. Bir yerde çalışırsam daha iyi öğrenebileceğimi ve gerçek sorunlarla karşılaşmamın bana daha faydalı olacağını düşündüm.

İş aramaya başladım. Yok pahasına hatta bedavaya çalışmak istedim. Ama piyasadaki insanların “Console.Write(“hello world”);” yazmayı öğrenip ; ben uzmanım diye iş araması kimilerinin ise ben her şeyi yaparım demesi… Bunun gibi niceleri sayesinde firmalar da gereğinden fazla bir ön yargı oluşmuş. Aynı zamanda Uludağ Üniversitesi ‘n de Uluslararası İlişkiler okuyorum. Okuduğum bölümün ve okumuş olduğum lisenin teknik olmaması nedeniyle de bir çok kapıdan geri çevrildim.

Sertifika almamın eğitim ile alakalı problemi çözeceğini ve bana çok katkısı olduğunu tamamen sektöre hazırlayabileceğine sonrasının iş akışına adaptasyon olduğunu çokcaları duymaya başladım. Babamın sayesinde sene 2013-2014 aralığında C# .Net ve Veritabanı Uzmanlığı sertifikası aldım. (Aldığım sertifika kurumunu özelden soranlara söyleyebilirim.)

Artık sertifikaya sahiptim. Artık konu ile ilgili bir eğitimim hatta bilgim ve hatta kursta yaptığım projelere sahiptim. Fakat yine yetmedi. Hem de hiç bir şeye yetmedi. Hiç bir kapı yine açılmadı. Bende çevre yapmak maksadıyla etrafımdaki insanlara yardım etmeye başladım. Mühendislik fakültesindeki arkadaşların projelerini yazdım. Arduino,Rasberry PI, Android üzerine çalıştım. Kendimi geliştirmek adına ne bulduysam yaptım. Güncel ve aktüel kütüphaneler , haberleri , fonksiyonları inceledim.

İş görüşmelerine gittim. Bir çok mülakata girdim. Kabul edilmedikçe , geri çevrildikçe daha çok çalıştım. Olmadı. Olmuyordu. Hep eksiği kendimde aradım. Sebepleri sormaya o sebeplerin üzerine giderek eksik olduğunu söyledikleri konularda çalıştım. Ama hiç bir zaman yetmedi. Bende bilgisayarı bir köşeye kaldırdım. ( 6 ay bilgisayara dokunmadım. Hiç bir sebeple dokunmadım.)

Bir gün bir evrak hazırlamam gerekti. Bilgisayarı açtım. İnternet çalışmıyor. Bizim daireye gelen portta bir sıkıntı varmış. (Servis sağlayıcı öyle söyledi.) Bende beklemek istemedim. Kablosuz ağlara baktığımda bir çok ağ vardı. Benim onlara bağlanmama tek engel ise parolalarıydı. İçimdeki bir kıvılcımla ben bu parolaları kırabilirim dedim. Araştırmaya başladım… (telefonumun kişisel veri paylaşımı üzerinden)

İnternette bulabildiğim konular sadece wps üzerinden pin tahmini ile olanlar ve bunlar için yazılan bazı *.exe tabanlı yazılımlardı. Fakat internette anlatımlarda bu yöntemlerin ne kadar başarılı olduğu söylense de hiç bir başarıya ulaşamadım. Biraz daha uğraştığımda ise linux işletim sistemlerinde de benzer yöntemlerin olduğu onları anlatan yazılarda da tabiki başarılı olduğu yazıyordu. Bilgisayarımda vm firmasına ait sanallaştırma programı ve kurulu bir linux dağıtımı olan Ubuntu vardı. Bazamın altından USB Wi-fi Adaptörümü çıkardım ve kollarımı sıvadım.

O gün başarılı olamadım. Daha sonra internette hack konuları ile ilgili debian tabanlı bir işletim sistemi olan Kali Linux olduğunu öğrendim. Hemen *.iso dosyasını indirdim. Sanal makineme kurdum. Biraz kurcalayıp inceledikten sonra , araçlarını incelemeye ve bu araçların description (açıklama) kısımlarını okumaya başladım. Ardından wi-fi konusuna yoğunlaştım. Konu ile ilgili yazınlan tüm yöntemleri uyguladım. Sonuç yine başarısızdı. Ardından Kali Linux içerisindeki bir uygulamanın açıklamasını okuyup , test etmeye başladım. Sonuç başarmıştım. Bir kablosuz ağın şifresini kırmıştım. Ardından güvenlik konularında okumaya başladım.

İlk olarak internetten konu ile ilgili biraz araştırma yaptıktan sonra , 2 kitap satın aldım. Bu kitapları okuduktan sonra , internet üzerinden araştırmaya , okumaya ve kendimi geliştirmeye devam ettim. Uludağ Üniversitesi Merkez Kütüphanesi ‘nde bulunan kitaplar , satın aldığım yeni kitaplar ile sürekli kendime yeni şeyler katmaya ve çalışmaya devam ettim. Bazı gelişmeler ışığında ( iyi ve kötü ) piştim. Belli bir dilimde , belirli bir mecradaki konuları anlar oldum. Ama sonra ne mi farkettim …

Bursa ‘da bana konu ile ilgili iş verecek kimse yok!

Çok ciddi söylüyorum. YOK. Sanayi şehri Bursa ‘da siber güvenliğe dair hiç bir şey yok. Destekleyen de yok. AR-GE olarak yatırım yapacakta yok. Staj zaten bana yaptırmazlar , çalışabilecek , yapılabilecek hiç bir şey yok. Bu işi bu şehirde yaptığını söyleyenler var. Fakat İstanbul ‘dan Ankara ‘dan tanıdıkları güvenlik firmalarına iş yaptırıp karını koyarak yapıyorlar. Çalışmıyor , adam çalıştırmıyorlar ve zahmet dahi etmiyorlar. Çünkü hiç çalışmadan ; çalışan , AR-GE yapan , para harcayan , bu konuda belki kendi çalışanlarına bile eğitim aldıran firmalar kadar kazanıyorlar. Neden çalışsın ki! Neden emek harcasın ki! Neden yatırım yapsın ki!

Sektör içler acısı bir biçimde belirli bir bilgi çerçevesinde ve bu bilginin asla dışına çıkılmasın diye uğraşılan ve çevrelenen personelin de bu prensipte olup , verilen işten ötesini yapmaması ya da verilen işi standart olarak yapması yeni ve/veya yeniden formüle edilmiş şeylerle iş yapılmamasıdır. Sebebi ise belli bilgisiz , çalışma azminden yoksun , araştırmacı yanı olmayan , gelişmeye kapalı , kendine bile güveni olmayan (bu net şahsi fikrimdir!) ama verilen iş ilanlarında tam tersi nitelikleri ilan şartı olarak belirterek insanlara sözde böyle olduklarına ikna eden insanların ele geçirdiği sektörde verdikleri koltuk savaşıdır.

Aslında teknoloji ile uğraşan , bu konuda gönül vermiş hiç bir kurum ve/veya bu kuruma bağlı personel , amir , müdür veya patron (işveren) kendilerini iş yapmama , olanın sürekli devinimi ile iş yapma ya da sektör ile ilgili bilgisi olmasa da ticari zeka ile ben bunu alır ve satarım düşüncesi içinde bulunmasa belki de Türkiye ‘de teknoloji şimdiden kaç yıl ötedeydi.

Sahi bir de bu insanların tripleri (tavırlı davranışları) ve söylemleri var. Bizde aslında güvenlik biliriz. (cümle fark ettiyseniz bağırıyor!!! Ben bilmiyorum) , Yazılımla biz uzun yıllardır ilgiliyiz 20 senelik Microsoft Partneriyiz ( bu cümle de bağırıyor dikkatli bakın! Biz işimizi biliriz diyor! Microsoft yapar biz satarız! Ama yazılım bilmeyiz sadece ilgiliyiz! ) Şimdi bunları böyle anlatıyorum. Hayat hikayemin bir kısmında sebebi gerçekten isyan etmek değil. Olur yanlışlıkla da olsa bir insan bu sayfaya gelir ve bu yazıyı okumaya başlar ve dikkatini çeker taa aşağılara kadar gelir ve bu kısımları da okursa , en azından ya hayatında benzerlik vardır. Ya da konuya meraklıdır. Eğer ki bir girişimi de olacaksa gerçekleri bilsin. Ben sadece katıldığım iş görüşmelerini ve mülakatları içerikleriyle beraber yazsam zaten okuyan, sektöre adım atmadan bırakır. Yazık üzülüyorum sadece.

Bu ülkede güvenlikle uğraşıyorsanız ya şöhret olacaksınız. Anti parantez içinde belirteyim bu kısmı da biri okur da yanlış anlar diye; şöhret olmak için sakın orayı burayı hackleyip bak sizin açığınız var. Ben güvenlik üzerine kendimi geliştiriyorum , araştırmacısıyım , meraklıyım yahut benzer bir durumla karşı karşıya geldiğinizde geri dönülmez bir nokta da olur ve cezai işleme tabi olabilirsiniz.

.

..

Bu yazı daha böyle gider ama çok karıştı yazarken bu yazıyı öyle içimden geldi bir anda gece yazdım. Belki konudan konuya atladım belki bazı noktaları karıştırdım. Ayırt etmeden hitaplarda bulunup değindiğim yerler olmuş. Kimse kusuruma bakmasın. Bu yazıyı ciddi bir psikopatlıkla buraya kadar okuyan arkadaş.  Ben hala sektördeyim iş buldum , iş buluyorum ve kendi işimi de yapıyorum. Sana tek bir tavsiyem var. Sürekli çalışmaya devam et. Başına gelen hiç bir şey çalışmanı araştırmanı etkilemesin ama herkesin eleştirisine biz bunu arıyorduk şunu arıyorduk demesine kapılıp da kendini yüzlerce konuya boğma her zaman alanında uzmanlaş. Kimseye taviz verme. Taki; bilgili ve saygı duyulacak insanları görene kadar! Ama dikkat et!

Senden her bilgili olan insan saygıyı hak etmez. Sadece bilgi saygıya yetmez. Ayrıca senden belirli bir konuda bilgili insan belirli bir bilgi kapsamında mı yoksa gerçekten kendini sürekli yenileyerek mi bilgili! Bunu ölçüp tartman gerekir. Her neyse buraya kadar gelip okuyan olursa iyice karışacak kafası karışmasın. Asla pes etmeyin. Herkes yaptığının bedeli öder , ödemez. Siz bunlara takılmayın sadece işinize odaklanın. Sizinle konuşanların konuşurken ellerini ayaklarına dolansın. Her söyledikleri şeyi düşünmek zorunda kalsınlar, siz onlara baskı yapmayın onlar kendi bilgisizlikleri içerisinde ezilsinler. Bu onların en büyük cezasıdır.

Sağlıcakla …